OKUMANIN ÖNEMİ
İnsanlar, hiçbir bilgiye sahip olmadan doğar. Yaşamı boyunca birçok bilgi öğrenir.
Başarının sırrı da okumaktır.
Okulda olduğu kadar hayatta da başarının en önde gelen şartlarından biri yine okumaktır.
Yüzyılların deneme ve araştırma ürünlerinden yararlanmak, uygar ve kültürlü bir insan olmak için çok okumalıyız.
Okul kitaplarıyla yetinmemeliyiz. Uygarlık bizden önceki kuşakların biriktirdiği bilgi ve anıların bir toplamıdır.
Biz, uygarlığa o kuşakların kitaplarını okumakla katılabiliriz. Hiçbir şey okumanın yerini tutamaz.
Kültürlü bir insan olmanın biricik yolu okumaktır. Okuma olayı bir uzun yolculuktur; beşikle başlar, mezarla biter.
Okulla beraber biten okumalar yarıda kalmıştır. Okuma iğneyle kuyu kazmaktır; kararlılık ister, sabır ister.
Okuma bir arayıştır, hakikati, doğruyu, güzeli arayış. Her arayış içinde bulma heyecanını barındırır.
Bulursunuz, ikinci, üçüncü... Arayışlar başlar. Umut ve heyecan, okumanın ayrılmaz iki vasfıdır.
Okuma insanlığın, umut ve heyecan da canlılığın şartıdır.
Kitap okumak yüzyıllardır yapılan bir şeydir.
Kitap okumanın hemen hemen hiç bir kötü etkisi olmamakla birlikte çok fazla yararı vardır.
Okumanın asla sonu yoktur ne kadar okursan o kadar iyidir yani hayatının sonuna kadar okuyabilirsin.
Okuyan insan her zaman bilgili ve hayatında başarılı olur. Bilgi çağında yaşıyoruz ve bizim en fazla bilgi toplayacağımız şeyler kitaplarımızdır.
Okumak ruhu yüceltir ve insanlar size daha fazla değer verir.
Cahillikten kurtulmanın yolu kitapları okumaktan geçer.
İnsan bir kitabı okuduktan sonra eskisinden daha akıllı hareket edebilmeli, başkalarının sözüne aldanmadan her şeyi daha açık görmeye, daha derin hissetmeye başlamalıdır. Güzelliği daha çok anladım, daha nazik, daha neşeli, daha mutlu oldum diyebilmeli.
Düşüncelerim gelişti, hayatı ve insanları daha iyi kavradım, yaşama gücüm, hayata karşı cesaretim daha da arttı diyebilmeli.
O zaman okuma boşa gitmemiştir.
Bunları söyleyemezseniz, siz de marangozluk kitabını okuyan, fakat boş sandıklar üzerinde çoluk çocuğu ile yemek yemeğe mahkûm olan adama benzersiniz.
Kitap okurken rast gele, gevşek ve yorgun bir kafa ile okuyorsanız kitabın size yararlı olması olanağı sağlayamıyorsunuzdur.
Oysaki tüm kuvvet makinemizi harekete geçirmedikçe iyi okumaya olanak yoktur. Bizden daha güçlü bir kafa, bize bir takım fikirlerini telkin etmek istiyor.
Biz, böyle okuyuşumuzla onları hazmettiğimizi sanıyoruz. İşte bu sanış bizi aldatmaktadır. Okumayı düşünce izlemedikçe bu okuma boşuna yapılmıştır.
Emekler boşa gitmiştir. Yıllar boşuna harcanmıştır. Eller boşu boşuna kitap yapraklarını çevirmiştir. Bu bir bakıma anlamsızlıktır.
Kitaplar solmayan çiçeklerdir. Büyük ün salmış hiçbir kitap yok ki en az iki defa okunmadıkça, okunmuş sayılabilsin.
Büyük bir kitabı, büyük bir adamı dinler gibi kuvvetli bir düşünce ile okuyunuz. Satırlar üzerinde düşününüz. Aradan bir zaman geçtikten sonra tekrar okuyunuz.
Ancak bundan sonradır ki kitap sizin kişiliğinize girer. Bir parça olur sizden... Hayatınızı, düşüncelerinizi etkiler. Herkes bol bol kitap okumalıdır.
Yazarlar bir kitabı yazabilecek konuma gelebilmek için uzun yıllar birçok kitap okur, araştırmalar yapar ve de yaşadığı yıllar boyunca kazandığı tecrübe ve güçlü birikimlerle birlikte yazdığı birçok deneme yazılarından sonra yazar olur.
Yazar, yazılarını ortalama iki yıllık bir uğraştan sonra kitap haline getirir. Bizse bu kitaplara kitapçılardan satın alarak, ya da devletin bizlere sunduğu en güzel hizmet olan kütüphanelerde ulaşırız.
Bilginin merkez bankaları olan kütüphanelerimiz bizlere karşılık istemeden bilgiler veren hazine kaynaklarıdır. Bizler bir kitabı anlayarak okuduğumuzda yazarın kitabı yazmaya harcadığı zaman ve yıllarca kazandığı tecrübe birikimine kitabı bir kaç saat içinde okuyarak ulaşırız.
Bu da bize dünyanın en değerli şeyleri olan hayattan ve zamandan kazanmamızı sağlar. Kitaplar bize çağımızın en önemli unsurlarından olan DİLİMİZİ ve de ZAMANIMIZI en doğru bir şekilde kullanabilmemizi öğretir. Kitap Okumak Neden Önemlidir?
Okuyarak olayların ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen bir kişi, öncelikle kendine olan güvenini artırır.
Bu ise aynı zamanda düşünce ufkunu geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak, olayları inceleme yeteneği kazandırır.
Ayrıca okuyan kişiler çok okumanın beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip oldukları için, hikmetli ve etkileyici konuşarak hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırırlar.
Bu etki ise insanlarla ilişkileri güçlendirmekte, kişiye daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır. Dahası, geniş kelime dağarcığı, insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini de sağlar.
Yani düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini artırır. Boş zamanlarını, çoğu zaman hiçbir yararlı bilgi aktarmayan televizyon karşısında geçirmek yerine kitap okuyarak değerlendiren bu kişiler, edindikleri bilgi ve kültür sonucunda aynı zamanda toplum içinde etkin bir kişiliğe sahip olurlar.
Tüm bu özellikler, kişilerin öncelikle kendileri için okumaları gerektiğinin çok önemli bir göstergesidir.
Okuyarak kendini geliştiren kişiler ise elbette çevrelerinde gelişen olaylara da hakim olacak ve toplum içindeki eğitim seviyesinde zamanla bir ilerleme sağlanacaktır.
Okuyarak Zaman Kazanmak Genellikle iş sonrası veya evde televizyon karşısında amaçsızca, kanal kanal dolaşarak boşa geçirilen zamanlar, kitap okuyarak geçirilebilecek en verimli zamanlardır.
Bunun yanı sıra otobüs, tren, taksi ve uçak gibi ulaşım araçlarında seyahat ederken zorunlu olarak geçen boş zamanlar da kitap okuyarak değerlendirilebilecek anlardır.
Özellikle bekleme yapılan yerlerde kitap okumak, geçirilen zamanı hem zevkli hale getirecek hem de kişinin yeni bir şey daha öğrenmesine vesile olacaktır.
Bu konuda gelişmiş ülkelerin çizdiği tablo oldukça etkilidir. Sahip olunan her boş anda yanlarında bulunan kitabı okuyan Batılılar, kitap okuma alışkanlığının en güzel örneklerini sergilemektedirler.